Felaketlerden sonra aşırı korku, çaresizlik, dehşete düşme, şok, duyguları hissedememe, tepkisizlik, ağlayamama ya da çok ağlama, suçluluk, iştah sorunları, deprem anını sürekli tekrar yaşıyor gibi hissetmenin doğal olduğunu söyleyen Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Sevilay Kantekin, “Travmaya maruz kalan çoğu kişi için bu tepkiler çoğunlukla olaydan sonraki ilk haftalarda ortadan kalkacaktır. Bu süreçte pek çok kişi, bir tedaviye ya da müdahaleye gerek kalmadan doğal bir şekilde olay öncesi haline dönebilir. Doğal uyum sürecine saygı göstermek gerekir. İlk günlerde öncelikle temel ihtiyaçlar sağlanmalıdır” dedi.
Deprem gibi doğal afetlerin bireyi, aileyi ve toplumu etkileyen acı verici olaylar olduğunu belirten Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Sevilay Kantekin, böylesine acı olayların fiziksel olarak maruz kalanlar kadar izleyici olarak maruz kalanlarda da benzer etkiler yaratabileceğini söyledi.
Her bireyin bu üzüntü verici olaylar karşısında maruz kaldığı olayın büyüklüğüne, kendi kültürüne, geçmiş deneyimlerine, daha önce benzer travmatik olayları yaşayıp yaşamadığına, yaşı ve daha pek çok kişisel değişkene bağlı olarak farklı tepkiler verebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Sevilay Kantekin, önerilerde bulundu.
AŞIRI KORKU VE ÇARESİZLİK HİSSEDİLMESİ NORMAL
Uzm. Dr. Sevilay Kantekin, yaşanan travmanın ardından akut dönemde ortaya çıkabilecek olağan ve bazı rahatsız edici tepkileri şöyle sıraladı:
Travmaya maruz kalan çoğu kişi için bu tepkilerin çoğunlukla olaydan sonraki ilk haftalarda zamanla ortadan kalktığının altını çizen Uzm. Dr. Kantekin, “Bu süreçte pek çok kişide bir tedaviye ya da müdahaleye gerek kalmadan doğal bir şekilde olay öncesi haline dönebilir. Doğal uyum sürecine saygı göstermek gerekir. İlk günlerde öncelikli olarak temel ihtiyaçlar sağlanmalıdır” diye konuştu.
DUYGULARINIZI BASTIRMAYA ÇALIŞMAYIN
Uzm. Dr. Kantekin, depremi bizzat yaşayan ya da tanık olan kişilere kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak şu önerilerde bulundu:
AİLENİN TEPKİLERİNE HAZIRLIKLI OLUN
Yakın akrabaların ilk tepkileri hissizlik, şok veya inanmama olabileceğini; sonrasında bu tepkilerin inkâr, öfke veya acı, suçlama, üzüntü ve suçluluk hissi gibi duygu ve davranışlara dönüşebileceğini belirten Uzm. Dr. Kantekin, “Aile üyelerinin duygusal tepkilerini yorumlamaktan, eleştirmekten ve söyleyebileceklerine karşı savunmaya geçmekten kaçının. Yakın akrabaya dokunmak ve sarılmak uygun olabilir, fakat onların rahatı veya rahatsızlığı konusunda uyanık olun, kültür, yaş ve cinsiyet farklarına saygılı olun. Yakın akrabanın özel odanın güvenli ortamında bu haberi sindirmesine izin verin” dedi.
‘GÜÇLÜ OLMALISIN’ GİBİ SÖZLERDEN KAÇININ
Yas sürecinde olan kişilere yaklaşırken de dikkatli olunması gerektiğini işaret eden Uzm. Dr. Kantekin, acıyı azaltmak için kişilere söylenen ‘Güçlü olmalısın’, ‘Hayat devam ediyor’, ‘Yakında geçecek, bitecek’, ‘Çocukların için ayakta kalmalısın’ gibi klişe sözlerden kaçınılması gerektiğini belirterek bunun yerine yaşanan duyguları içtenlikle anlamaya ve paylaşmaya çalışılması önerisinde bulundu.
HERKESİN BAŞA ÇIKMA YOLU FARKLIDIR
Kişilerin bu süreçte beden bakımlarına özen göstermeye çalışarak daha önce kendilerini rahatlatan şeyler neyse onları yapmaya çalışmalarının da etkili olabileceğini belirten Uzm. Dr. Kantekin, “Herkesin farklı ihtiyaç ve baş etme tepkileri vardır. Kimisi dua etme, meditasyon yapma, yürüyüş yapma gibi başa çıkma yollarına ihtiyaç duyarken; bir başkası sohbet etme yakınlarıyla bir arada olma ihtiyacı içinde olabilir. Hepsi kabul edilebilir, hepsi normaldir” dedi.
YANLIŞ BİLGİLENDİRMELERE KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI
Yas sürecindeki kişileri zamanla olumlu etkileri dikkate alınarak çalışma yaşamına yönlendirmek, öğrencileri okula devam etmeleri için desteklemek, çalışmayanları, yaşlıları ve ev kadınlarını yeni ilgi ve uğraşı alanları bulmaları için teşvik etmenin de faydalı olabileceğini sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Kantekin, “Afet ve travmalardan sonra insanlar bir suçlu arama eğiliminde olabilirler. Söylentilere, tek bir kişi ya da grup sebebiyle bu kişileri günah keçisi haline getirecek haberler ve dedikodulara karşı dikkatli olun. Bu tür basit dedikodulardan doğaüstü açıklamalara kadar geniş bir yelpazede olan bu söylentiler toplumsal bölünmelere neden olabilmektedir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.